Şeker hastalarının blogu hayatınıza renk katacak ve sizi sağlıklı bir hayata yönlendirecek güncel bilgiler 10 Yıldır diyabet hastası 19 yaşında bir gencin blogu --HOŞGELDİNİZ--

3 Haziran 2016 Cuma

Şeker Hastalarının Yaptırması Gereken Tahliller

Geldik en önemli konuya Tahlillerimiz


  Malesef doktorlarımız baştan savma iş yapıyorlar. Tabi ki de bu her dediğim doktor için geçerli değil. Hasta hiçbir şey bilmediği için hasta sadece açlık şekerine baktırıyor. Doktorlarımızın tahlil vermeye ödü kopuyor. 
    Daha geçen ay gittim bütün vitaminlerime baktırmak istiyorum dedim baktım içinde "D" yok neden "D" yazmadınız dedim yaşın genç daha dedi yav sen yaz ben istiyorum. Nitekimse "D vitaminim" düşük çıktı tedavi aldım. Siz doktorların kafasını ütülemedikçe size tahlil vermiyorlar. O yüzden siz daha çok şey bilin. Sizi başlarından savmalarına izin vermeyin. Size düzenli, ve yılda 1 kere yaptırmanız gereken tahlillerden bahsedeyim.
  • Bir kere üç ayda bir HBA1C fiks yaptırılır.
  • TİT de HBA1C ile beraber yaptırılır.
  • Her gittiğinizde Biyokimya tahlili isteyin. Nedir bu? Kolesterol trigliserit HDL,LDL gibi tahliller bu bilim altındadır. Ama gene de hangi sonuçlar bakılıyor diye bir sorun bazıları olmuyor eklettirin.
  • Hormon tahlili isteyin. Nam-ı Değer TSH yani tiroid burdadır isteyiniz.
  • Hemogram isteyiniz. Nedir? Tam kan sayımı hemoglobinciklerimiz buradadır.
    Tabiki de daha bolca tahlil var açıkçası benim bildiğim bu kadar :)
    Şimdi gelelim yılda 1-2 kere yaptırılacaklara:
  • EMG çektirin.
  • EKG çektirin.(Kardiyolojiye gidin)
  • 24 Saatlik idrar verin.
  • Akciğer röntgeni çektirin
  • Yılda 2 kere göze gidin. Göz dibinize baktırın ve kesinlikl doktordan göz bebeğinizi büyütmesini isteyiniz!!

Şeker Hastalığı ve Kalp

 Çok değerli okuyucularım 3 haftadır falan yazamıyorum farkındayım. Sınavlarım ve internetimin olmaması gibi etkilerden dolayı çok aksattım burayı şuanda da sınavlarım sürmekte arada aksatsam da bakıyorum buraya anlayışınız için teşekkürler.

  Eee daha önce de söylemiştik glukoz vücudumuzda damar olan her yere girip çıkmakta. Damarlarımızda uzun sure boyunca gezen glukozdan nasibini malesef en önemli organımız kalp  almaktadır. Genelde tip 2 diyabet hastalarının başına gelen bir komplikasyondur. Tip 2 diyabetli abilerim ablallarım genelde şişmandırlar. Şişmanlık yanında kolesterol hipertansiyon gibi hastalıklar da getirir. Bunlar da birleşince kalp krizi ve inme riskleri artmaktadır. Hele bir de sigara içiyosanızz ohh sizden ölümcülü yok. 
    Şaka maka bu çok ciddi bir durum gülünecek durumdayız. Malesef 10 kişiden 2 si şeker hastası+sigara içiyor+kolesterolu yüksek+trigliseriti yüksek+ hipertansiyonu var. Neyse kabaca kalp ve damar hastalığının riskinden ve nasıl belirti verceğinden bahsedelim.
  •  Egzersiz ya da günlük koşuşturma sırasında göğüste bir ağrı,baygınlık nefes alamama gibi bir durum yaşamalarına kadar kalp damar hastalıklarından haberleri bile olmaz insanların.
  • Genelde sinsi ilerleyen bu hastalıklar az da olsa kendilerini belli ederler.
  • Uyuşmalar kollarda ağrı (özellikle sol) şeklinde.
  • Gelellim asıl meseleye uzun vadedir hasta olan bir şeker hastası. Kontrolsüz bir diyabet sonucucu yıpranan damarlardan dolayı bu belirtileri fark etmek daha güçtür.
Peki ne yapalım?

    Ne yapacağız her yerlerden okumaktan bıktığınız şeyi malesef ben de size söyleyeceğim. "İdeal kilomuzda kalacağız." Yükeksek ineceğiz. Malesef hastalıklar birbirleriyle paralel ilerliyorlar. Diyabet ve tansiyon çok iyi kankalar. Kanın yoğunluğundan dolayı kalp yorulur ve tansiyon ortaya çıkar örneğin. 
  • Düzenli kontrollere gideceğiz.
  • 3 ayda bir HBA1C baktıracağız.
  • Kolesterol seviyemizi kontrol altında tutaacağız.
  • Düzenli egzersiz şart.
  • Özellikle kalbimiz kardiyo egzersizlere bayılır adı üstünde kardiyo. Yani yürüyüş gibi. Yürüyüş sırasınd akalbiniz 95-100 atıyorsa o egzersiz yetersizdir yaşınıza göre değişmekle birlikte minimum 125 olmalı nabzınız.
  • Vee kahvaltılarda bol bol sürdüğümüz o katı yağlar kaçın onlardan.
  • Tuz. Aman Allah'ım her gün 1 silme çay kaşığı kdr ihtiyacımız olan bu mineralden malesef deli gibi tüketiyoruz. Besinlerdeki tuz fazlasıyla yeterli.
  • İdeal kan basıncı 120/80 mmHg dir. Normalde 135/85mmHg kadar normal sayılır ama diyabet hastaları için 130/80mmHg altı olmalıdır.
  • Rahatsız edecek derecede çarpıntı hissederseniz bi kardiyologa görünün.

13 Mayıs 2016 Cuma

Şeker Hastalığı ve Göz

Diyabet'in Etkilediği En Narin ve En çok Etkilenen Organ

GÖZ

    Diyabet'in en sık etkilediği organlardan biri" "göz". Küçük damarlara sahip olan göz böbrek ve diğer organlara nazaran daha çabuk etkilenir. Mesela ben 2010 senesinde hareketsiz bir yaz

tatilinden dolayı gözlerimin uzak fonksiyonu bozuldu. 2010 senesinden beri gözlük kullanıyorum.
    Göz, akut komplikasyon olarak da etkilendiği gibi kronik olarak da etkilenebilir. Önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi hiperglisemi(yükseklik) sırasında da görme bozukluğu oluyor ama bu akuttur. Glukoz değeri düzeltilirse normale döner. 
      Kan şekerindeki dalgalanmalar görmeyi etkiler.
      Biz tip-1lerde en sık gördüğümüz durum "Diyabetik Retinopati"dir. Malesef körlük sebeplerinin önde gelenidir.

Diyabetik Retinöpati

     Göz duvarımızın en arkasındaki tabaka olan görmeyi sağlayan hücrelerimizin bulunduğu kısımdaki(Retina) hasardır.Küçük damarlardaki tıkanıklar gibi sebeplerden dolayı gözde beslenme zorluğu başlar. Retinopati iki evrede incelenir:
  • Nonproliferatif diyabetik retinopati (NPDR) 
  • İleri ki evre olan Proliferatif Diyabetik Retinöpati(PDR)

   Ne gibi belirtiler verir? Nasıl anlarım?
  Ne yazık ki diğer sinsi hastalıklar gibi ilk evrede belirti vermez. Veyahut ileriki evrelere kadar görme şikayeti dahi olmayabilir. Uzun vadede ilerlediği için  yaşamımızı etkileyecek derecede olana kadar farkına varılamayabilir. Hastalar genelde "hiçbir şeyim yoktu noldu bir anda görmem bozuldu" şeklinde cümlelerle geliyorlar doktorlara. Fakat yukarıda da dediğim gibi eğer düzenli muayeneye gidilseydi doktorları mutlaka retinopati geliştiğini söylemiş olurlardı.
  Erken teşhisin olması bu hastalıkta çok ama çok önemli olmakla birlikte erken başlanan tedavide görme kaybı  yavaşlatıp,azaltılabilir.

   Özetle altı ayda bir göz dibi muayenesi(lütfen göz bebeklerinizin büyütülmesini isteyiniz) yaptırınız herhangi bir hastalığınız olmasa dahi. Bugünlük bu kadar sağlıklı günler...

    

9 Mayıs 2016 Pazartesi

Şeker Hastalığının Vücuda Zararları




 Değerli okuyucularım burada malesef pek iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim. Glukoz sonuç neticesinde kanda bulunur, ve kan da vücudumuzun her ama her yerinde bulunur. Dolayısıyla diyabet düzgün bir şekilde tedavi edilmezse uzun vadede bir çok organımıza zarar verir ve bir çok hastalığı da beraberinde getirir başlıca komplikasyonlarımız şunlardır.


  • Hipertansiyon
  • Kalp Krizi
  • Felç
  • Böbrek Yetmezliği
  • Gözde hasar veya körlük
  • Bacak veya ayak kesilmesi
  • Sertleşme sorunu
  • Diş Sorunları
     Başlıca komplikasyonlarımız bunlar. Dediğim gibi bunlar uzun vadede düzensiz kontrolsüz bir diyabet hastasında görülür sizde olacak diye de bir şey yok bunlardan tek tek ileriki yazılarımızda bahsedeceğiz. Göz ile başlayacağız sağlıklı günler...

Anneler Gününüz Kutlu Olsun!



Dün yoğunluktan yazamadım tüm herkesin anneler gününü en içten dileklerimle kutlar ellerinizden öperim.

8 Mayıs 2016 Pazar

Diyabet'in Kavramları-6 (Somogi-Şafak-Fenomenleri)

Genelde Biz Ergenlik Çağındaki Biz Gençlerin Başına Gelen Olaylarda Sırada

    Hiç akşam normal kan şekeriyle yatıp sabah yüksek kan şekeriyle kalktığınız oldu mu? Ben bunu malesef yıllardır yaşıyorum arkadaş 95 mg/dl ile yatıyorum sabah oluyor 298 mg/dl. O zaman fenomenlerimizle tanışalım:

Somogi-Şafak 
Fenomenleri

Somogi Fenomeni

   Gece, biz uykudayken bazen kan şekerimiz düşebiliyor. Bu durumda vücut savunmamız devreye giriyor. Beynimiz karaciğere haber verip kana şeker pompalar. Ve malesef sabah kan şekerimiz yüksek çıkabiliyor. İşte buna Somogy denir. Bunun tespiti de basittir gece 03.00-04.00 gibi ölçülen şeker düşük çıkar. 
Çözümü ise:
Akşam veya  gece yapılan uzun etkili iğnenin dozu azaltılırsa problem çözülür.

Şafak (Dawn) Fenomeni


  Bu durum da, Somogi'nin tam tersi. Gece biz uykudayken vücudumuzda salgılanan bazı hormonların(büyüme,kortizol,glukagon,adrenalin vs.) fazla salgılanması sonucu sabah kan şekerimiz yüksek çıkar. Bu durumda Şafak fenomeni denir. Gece 03.00-04.00'da ölçülen şeker bu sefer yüksek çıkar.
Çözümü ise:
Akşam veya  gece yapılan uzun etkili iğnenin dozu arttırılırsa problem çözülür. 

     Evet değerli okuyucular böyle cins tepkimelerle karşı karşıya kalıyoruz daha neler öğreneceğiz bakalım :) 
Sağlıklı günler...



5 Mayıs 2016 Perşembe

Gece Hipoglisemisi



Sevgili Okuyucularım Dün Gece 28 mg/dl Şekerle Uyandım :)

     Diyabet hastalarının sık sık başına gelen bir olay. Neden oldu bilmiyorum dün gece yatmadan önce 110 mg/dl idi. Bir bardak süt içip 00.30 gibi uyumuştum. 
Diyabetgags'dan alınmıştır.Paylaşım için Diyabetgags adminine teşekkürler.
       Aman Allah'ım. Bir anda turşu gibi bir atletle ter içinde uyandım. Saat 03.34 o anda aklıma gelen tek şey yanımdaki dolaptaki kekler. Oda arkadaşlarım daha uyumamışlar noldu dediklerini hatırlıyorum az çok. Bunu yaşan her diyabetli bilir. Normalde hipoglisemi sırasında 15gr kadar karbonhidrat alınıp istirahat edilip beklenir. Sonra tekrar ölçülür duruma göre tekrar karbonhidrat alınır ama bunu uygulamak mümkün mü? :) Dünya dönüyor elinize ne geçse yiyorsunuz bunu size şöyle anlatayım :)
Diyabetgags'dan alınmıştır.Paylaşım için Diyabetgags adminine teşekkürler.
    Evet tam olarak böyle oluyor. Ee pek sonra ne oluyor? Sabah... Evet sabah 398 mg/dl şekerle uyandım doğrudur. Bu pişmanlığı her seferinde yaşıyorum. Aslında bu olayların bir açıklaması var:
  • Somogi Fenomeni
  • Şafak Fenomeni
  • Geri tepme fenomeni
   Bir diğer diyabet kavramlarımız da bu üçlü. Diğer yazımızda bunlar bahsedeceğiz. Özetle gece hipoglisemisi yaşarsanız:
  • Mutlaka uykunuzdan uyanırsınız korkmayın.
  • Ama bazen de hafif olduğundan uyanmazsınız.
  • Sabah yorgun,sersem ve baş ağrılı uyanabilirsiniz.
 Evet bunların hepsini yaşadım bizzat.Diğer yazımızda fenomenlerden bahsedeceğiz sağlıklı günler...

4 Mayıs 2016 Çarşamba

İnsülin Tipleri ve Etki Süreleri

YAŞAMAMIZI SAĞLAYAN BİR HORMONA GELDİ SIRADA

İNSÜLİN

  Yaşam kaynağımız. O olmasa cidden yaşayamazdık. Burdan insülini bulan Frederick Baning'e minnettarlığımızı sunuyoruz.
   İnsülini tanımlayalım. Glukozun hücre içine girmesini sağlayan ve pankreastan salgılanan bir ilaç değil, hormondur. Sağlıklı bir vücutta gün içinde yediğimiz yemek miktarına göre pankreasımızdan salgılanır. Bu mükemmel sistem malesef bizim içimizde bozuk :) Bu hormonu dışarıdan vücudumuza takviye etmek zorundayız. Kimse kafasına göre insülin tedavisini bırakamaz. Oldukça risklidir bu. Herkesin tedavisi de farklıdır kimisi sadece gece alır, kimisi günde 4 kere mesela ben 4 kere alıyorum şeklinde.
       Genelde TİP-1 hastalar ve hapla tedavisi güçleşen tip-2 diyabet hastaları insülin kullanırlar. Ben ilk günden bugüne insülin kullanmaktayım dozlarımda dalgalanma olsa da asla bırakmadım.  
    Çeşitli markalar ve insülin tipleri bulunmakta. Vücudumuzun insülin salgı sistemini taklit edebilmek için çeşitli insülin kalemleri geliştirilmiş. Başlıca insülin tipleri şunlardır:
  • Etki Sürelerine Göre
  • Yoğunluklarına Göre
  • Doğallıklarına Göre(Yapay,doğal)

 1. Hızlı Etkili İnsülinler

  Kıymetli okuyucularım bu insülinler yemeklerden 15 dk önce uygulanırlar. Oldukça berraktırlar ve etkileri 30 dk içinde başlayıp 5-6 saat içinde sonlanır. Ülkemizde 2 firma üretmektedir. Lilly firmasının ürettiği hızlı etkili insülin Humalog'tur. Novo Nordisk firmasının ürettiği insülinin de Novo rapiddir.

2. Orta Etkili İnsülinler
   
   Bu insülin bulanıktır. Etkileri 15 dk değil,2 saat gibi bir sürede başlar. 16 saat kadar etkisi sürer ve 8-10 saatte maksimum etki gösterir. Ülkemizde 2 firma üretmektedir. Lilly firmasının ürettiği insülininin adı Humulin NNovo Nordisk firmasının ürettiği insülin de İnsülatard‘dır.




 3.Uzun Etkili İnsülinler

   Tüm diyabetlilerin bildiği lantus ve levemir bu kategoridedir. Etkisi 1 saat içinde başlar 18-24 saat sürer. Kanda aynı seviyede bulunur ve her gün aynı saatte tekrar yapılması gerekir.




3 Mayıs 2016 Salı

Șeker Hastası Baklava Yiyebilir Mi?

BİR DİYABETLİNİN SORMAKTAN BİKMADİGİ SORUDUR BU 

       
    "Dünyam karardı artık ne baklava yiyebilirim ne de künefe" yav bunu kendinize neden yapıyorsunuz ki? Buna hiç gerek yok. Baklavanın da diğer tüm sağlıklı insanlara verdiği zarar gibi bize de zararı var. Bizler sadece bir tık gerideyiz. Daha dikkatli davranmamız gerekiyor. 
    Baklavanın șerbeti sonuç neticesinde evlerde kullandığımız toz șekerle yapılır. Bu basit sekerdir. Sade glukoz. Vücuda enerji vermekten baska bir seye yaramaz. 1 dilim yenen baklavadan hiçbir zarar gelmez. Yalniz onda bile 400-500 kalori bulunmakta. Peki biz yani halkımız 1 dilimle yetiniyor muyuz? Hayır. 3,4 belki 5. Bir tepsi baklava yiyen var. Ben gercekten de böyle insanlara hayret ediyorum.
       Neyse ben bize dönüyorum. O bir dilim baklavayı yemek icin bile bazi seylerden fedakarlık etmemiz gerekiyor. O gün öğünümüzden belli bir miktarda karbonhidratı çıkartarak mesela. Ya da minicik yapilan 1-2 doz insulinle o 1 dilim baklava yenilebilir. Bakin 1 dilim. Șerbetli tatlilar cok lezzetli evet biliyorum :) ama sutlü tatlilara yonelmeye çalıșın. 
    Evet kiymetli okuyucularim her insanin yedigi her seyi yeme hakkimiz var. Șukredin çölyak hastalari ne yapsin? Her șeyden yiyin az yiyin. Kendinizi kısıtlamayın "ay dokunur bana bu bunu asla yiyemem" șeklinde beyninizi sıkmayın hayat boyle gecmez. Sizin mukemmel bir vucudunuz var! Siz her șeyi sindirebilirsiniz sadece vücuduniza aldiginoz besinleri biraz daha sıkı kontrol edeceksiniz iște bu kadar. Ama ben size bu tatlilardan özel günler dıșında uzak durmanizi öneriyorum. Bunlar boș kaloridir. Eğer yakmazsanız uzun vadede göbeğiniz yağlanır. Yağlı göbek insulin direnci demektir. İnsulin direnci demek diyabet baslangicidir. 
     Yaptiginiz insulin dozlari kan sekerinizi düșütmediği için dozlariniz artar kanda gezen insulin karninizi aciktirir. Yedikçe yersiniz kilo alirsiniz  o yuzden hic bunlara gerek yok az yiyin öz yiyin :)                                 

Sağlıklı günler...

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Diyabetik Kavramlar ve Tecrübelerim



Bu kadar çok kavram var peki ben bu kavramları nasıl tanıdım neler öğrendim?


     Sizlere şu kadar söyleyeyim ben berbat ötesi bir diyabet eğitimi aldım. Yo ben eğitim almadım ki. Gece insülinim o zaman elektrikliydi onun eğitimini aldım. Karbonhidratmış, proteimiş peeh. Nerden bileyim. Şekerimi nasıl ölçeceğim gösterildi tamam. Hipoymuş, hipermiş hiçbir şey öğretilmedi bana. Bunları nasıl mı öğrendim? Merakla. Araştırarak. 11 senedir akfif bir şekilde internet kullanıyorum. Her şeyi araştırırım. Eve aldığım idrar çubukları. Onu da araştırdım ketonu ordan öğrendim.   
İdrar Keton Test Stripleri
       İlk hipoglisemimi hastaneden taburcu olduğumdan 5 gün sonra yaşadım. Tabi o zaman "şeker düşüklüğü" açtım interneti yazdım "şeker düşmesi" merhaba hipoglisemi. Elimdeki cihazla da ketonumu ilk ölçmem 7 yıl önce kadardı. O gün tanıdım ketonu.
       Önceki yazılarımda dediğim gibi hiçbir komaya girmedim. Komaları öylesine araştırarak öğrendim. Bu benim komaya girmeyeceğim anlamına gelmiyor. Bilinçli olmak her zaman iyidir. 
     Ve HBA1C 'ler üç ayda bir gittiğim lanet hastanem. Tam bir eziyet kuyruklar dolusu endokrin sırası. Açıkçası ben kaçamak yapan biriydim genelde HBA1C değerlerim hep 7.5-8.0% şeklindeydi. Doktora yalan söyleme ihtimalinizi düşüyor bu tahlil. 3 aylık ortalamanız kabak gibi çıkıyor :).
    AKŞ-TKŞ tahlil kağıtlarından öğrendiğim ikili. Doktorlar açlık şekeri alalım demiyorlar kendileri. Hastanın AKŞ'sine bakalım der kağıtlara yazdıkları tahlillere bakın okumayı öğrenin. AKŞ-TKŞ-TİT-HBA1C-Biyokimya gibi şeyler yazar bunları diğer yazılarımda bahsedeceğim.
  Ve TİT uzun adıyla "TAM İDRAR TAHLİLİ" idrarınızıdaki dansite eritrosit,protein,glikoz,keton gibi değerlere bakılır. Bunu nasıl öğrendim tabi ki de doktordan önce elime alıp tahlile bakmamla. Açtım internetimi yaz "Eritrosit nedir referans değeri nedir?" öğren. Aynı bu mantıkla diğer tahlillerimi de okumayı öğrendim.
    Strip aman bildiğimiz kan şekeri ölçüm çubuğu işte. Ama eczaneciler doktor ablalar strip derler. Siz de öyle diyin havalı olur :) Nasıl öğrendiğime gelirsek tabi ki de kutunun üstünden öğrendim :)
  Evet değerli okuyucularım öğrenin öğrenin. Öğretilmeyi beklemeyin. Öğrenin canınız sıkılınca internete yazın "Diyabet nedir?" öğrenin öğrendiklerinizi de bana ulaştırın beraber öğrenelim şimdilik bu kadar desteklerinizi esirgemeyin esenle kalın...

Diyabet'in Kavramları-5 (EMG-EKG)

Yılda 1 ya da 2 kere yapılan iki teste geldi sırada: EMG ve EKG

Değerli okuyucular bugün de EMG ve EKG'den bahsedeceğiz. Diyabet hastalarının yılda bir kere bu tahlilleri yaptırması gerekir. Acısız ve zahmetsiz bu terstler oldukça basit ve zararsız. 

EMG NEDİR?

    Uzun adıyla Elektromiyografi, sinir ve kasların elektrik potansiyelinin incelemek için yapılan  bir testtir. Şeker hastalığı sonuçta kanımızda olan bir hastalık dolayısıyla vücudumuzda her yeri etkileyebilir. Sinir sistemimiz gibi. Kaslarımızın üzerine konulan elektrotlarda düşük akımla bi elektrik verilir kas iletimi kontrol edilir. Diğer bir test ise disposeble iğnelerdir. Kaslara girilerek kasların durumuna bakılır burada elektrik olmaz. Bu tahlil için aç olmanız gerekmez değerli okuyucularım :)

EKG NEDİR?

    Uzun adıyla elektrokardiyografi,kalp kasının çalışmasını kontrol etmek, sinir hücrelerinin iletimini tespit etmek amacıyla kalpta oluşan elektriksel faaliyetlerin kaydedilmesi işlemidir. EKG hakkında fazla bilgim yok sonuçta tıp eğitimcisi değilim ama gördüğüm kadarıyla diyeyim size :) Yatağa yatıyorsunuz bacak bileklerinize amndal gibi bir şey takıyolar sonra göğüsünüze belli düzenlerle 5-6 tane vakumlu konnektör takılıyor hiç bir şey hissetmiyorsunuz cihaz kalp harkeketinizi kontrol ediyor ve kağıda yazıyor. Diyabet doktoronuz sizi düzenli aralıklarla Kardiyoloji bölümüne yönlendirir kalp filminiz çekilir ve EKG'nize bakılır. Diyabet kalbi malesef etkiliyor etkilediği organlara başka yazılarımda bakacağız.Şimdilik bu kadar sağlıcakla kalınız efendim...

1 Mayıs 2016 Pazar

Diyabet'in Kavramları-4 (HBA1C)

Ov Doktorların Bizden Sürekli İsteyip Durdukları Tahlil Tanıştırayım:

HBA1C(Hemoglobin A1C)

     Glikozillenmiş hemoglobin kabaca kan şekerinin üç aylık gidişatı hakkında bilgi veren bir tahlildir. Ayrıca diyabet teşhisi konmak için kullanılır. Sevgili okuyucularım kanımızdaki alyuvarlar oksijen taşıyan hemoglobinleri barındırırlar.
     Peki nasıl oluyor bu olay? şöyle anlatayım size:
Alyuvarlarımızın ömrü 120 gündür. 120 gün boyunca bu hemoglobinlerde kanımızdaki glukoz miktarına göre şeker birikir. Yani 3 ay boyunca kan şekeri sürekli yükske seyreden birinin hemoglobinindeki glikozillenme reaksiyonu fazla olacaktır.
    Bu durumu size tabloyla iza edeyim:
HBA1C TABLOSU
    Burdan şunu çıkarabiliriz HBA1C'si 9.0% olan birisi 3 ay boyunca kan şekeri ortalaması 215 mg/dl gitmiştir. Sağlıklı bir insanın HBA1C'si 6.0% ve altıdır. Şeker hastalarının ise 7.0-7.5% kadar normal sayılır. Elbette 6.0%'a yakın ve altındaki değerler çok daha iyi olacaktır. Hele ki komplikasyon gelişmisse daha da iyi olacaktır.
Sağlıcakla kalınız efenim..

Diyabet'in Kavramları-3(Ketoasidoz Koması)


KOMALAR KOMALAR TEHLİKELİ KOMALAR...

Bir diyabet hastasının başına gelebilecek bir komadayız sıra.

Ketoasidoz Koması

    Değerli okuyucularım bu durum kanda insülin eksikliğinden meydana gelir.Bu yüzden genelde biz Tip-I lerin başına gelir. Bir nevi hiperglisemidir. Hiperglisemiden farkı kandaki şekerin AŞIRI yükselmesidir.
   
Ketoasidoz Tanım Tablosu
   Kabaca açıklayayım size. Kanda insülin hiç yoktur veya çok çok azdır. Bu durumda kan plazmasındaki glikoz hücre içine giremez. Kanda glukoz cirit atıyor ama ne fayda vücut tarafından kullanılamıyor ki? Hücreler aç. Bu durumda vücut sistemimiz yağlara saldırıyor ve yağları parçalayarak enerji elde ediyor. Ee bunun da bir bedeli olacak. Bu enerji elde etme yöntemi sonucunda kanda keton adını verdiğimiz madde ortaya çıkar. Bu ketonlar kandan idrara geçer ve idrarda aseton ortaya çıkar. Kanda ve idrarda ketonun giderek artmasıyla kişinin şuuru giderek bulanır ve komayla sonuçlanır. Belirtileri de hiperglisemiye benzer.

Nasıl tedavi edeceğiz?

    Değerli okuyucularım dediğim gibi kan şekerim max 580mg/dl olmuştu. Bu durumda uygun dozda ek dozumu yapıp deli gibi suya abanıp, istirahat etmiştim. 2 saatin sonunda 150 mg/dl ye düşmüştü. Ama ben çok hızlı tedavi etmiştim. Kanda keton birikmesine müsade etmeyin. Kanınızdaki ketonu ölçen cihazlar var piyasada. Eğer kanınızda keton varsa bu malesef evde tedavi edebileceğiniz bu durum değil bir sağlık kuruluşuna gitmelisiniz. Önceki yazımda belirttim tekrar belirtmek istiyorum bayılan birisine bilinci yerindeyse tatlı bir şeyler verin çünkü düşük koması mı yüksek koması mı anlamamız çok zor en azından  kan şekerü düşükse ayılır. Kan şekerinin yüksek olup daha da yükselmesi ona bir zarar vermez ama düşükse beyin damarları hasar görebilir.
    Bu yazımızdan da bu kadar okuduğunuz için teşekkürler sağlıcakla kalın...

30 Nisan 2016 Cumartesi

Diyabet'in Kavramları-2(Hiperglisemi)


 
Ee Sen Bize Hipoglisemi'yi Anlattın Hadi Hiperglisemi'den De Bahsetsene

HİPERGLİSEMİ(KAN ŞEKERİ YÜKSEKLİĞİ)

  Hipoglisemiden sonra bir diğer başımıza gelen durum hiperglisemidir. Kaba tanımıyla kan şekeri yüksekliğidir.Aşırı miktarda glukozun kan plazmasında gezmesidir. Hücrelere giremeyen glukoz damalarda cirit atmaktadır. Bu durum kısa vadede bir probleme sebep olmaz ama uzun vadede kanın viskozitesini arttırarak tansiyon gibi kalp damar hastalıklarına sebebiyet verebilir.
       Neyse konumuza dönelim.Hiperglisemi geçirdiğimi şekerimi ölçmeden nasıl anlayacağım? Daha yeni hastalananlar bunu hissederler ama 15-20 yıllık pek hissedemezler hiperglisemiyi. Hipergliseminin belirtileri başlıca şunlardır:
  • Kilo kaybı
  • Ereksiyon zorluğu
  • Yaralarda geç iyileşme
  • Deride kaşıntı
  • Görme bozukluğu
  • Ağızda Kuruma
  • Sık idrara çıkma
  • Sık susama
  • Ayaklarda yanma
    Yukarıdaki belirtilerden sık susama,sık idrara çıkma, görme bozukluğu daha sık görülür diğerleri örneğin kilo kaybı uzun vadede olur.Kan şekeri 180 mg/dl üstüne çıkınca böbrekler fazla glukozu idrarla atmak için harekete geçer.Fazla idrara çıkmamız bu yüzdendir.
       Hipergliseminin başlıca sebepleri şunlardır:
    
  • Normalde alınandan daha az insülin.
  • Aynı dozda insülin alınıp fazla gıda alınması.
  • Hastalık(Nezle vs.)
  • Kan şekerinin 180mg/dl ve üstündeyken egersiz yapılması.
  • Aşırı hareketsizlik.
  • Dengesiz beslenme.
  • Şafak ve dawn fenomenleri.(Sabah açlık şekeri yüksek çıkar)

    Açıkçası Hiperglisemi kan şekerimin 250mg/dl üstüne çıkmadığı müddetçe hayatımda bi aksilik etmedi. Hipoglisemi kadar fiziksel ve hayati bir etkisi yok yukarıda dediğim gibi uzun vadede zararlı. Rekorum da 580 mg/dl :) üstünde nasıl tepki veririm bilemiyorum. Şu andaki en büyük problemim sabah kan şekerlerim gece insülinimle uzun zamandır onu ayarlamaya çalışıyorum. Bir sonraki yazımız Diyabetik Ketoasidoz.
    Sağlıkcakla kalın...

Diyabet'in Kavramları-1(Hipoglisemi)

Artık Kavramları Tanımanın Vakti Geldi Haydi Başlayalım


         Bir diyabetlinin başına sık sık  gelebilecek bir kavramdan başlıyoruz sevgili okuyucularım:

HİPOGLİSEMİ(KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜĞÜ)

             
Hipoglisemi
        Kan şekerinin olması gerektiğinden daha düşük olmasına kabaca hipoglisemi diyebiliriz. Özellikle insülin bağımlı Tip-I DM hastalarının haftada en az 2-3 kere başına gelen bir durumdur. Hastalığının başında olan bireyler sinirlerin sağlam olmasındna dolayı hipoglisemiyi sert bir şekilde hissederler. 
      Fakat bireye göre değişir bu kimisi 80 mg/dl'de sallanmaya, kimisi 60 mg/dl ve altında sallanmaya başlar şahsen ben 70 mg/dl'de sanki 40 mg/dl düşmüş gibi hissediyorum. Hissediyosun hissediyosun diyosun yav sen neler hissediyosun bize de anlat diyorsunuz sanki o zaman hipoglisei atağı sırasında neler oluyor bir bakalım:

  • Bulanık Görme
  • Baş Ağrısı
  • Soğuk soğuk terleme.
  • Çarpıntı(Taşikardi)
  • Baş Dönmesi
  • Baygınlık
  • Sinirlilik
  • Acıkma
  • Solukluk
  • Dikkat Dağılımı
        Yukarıdaki belirtilerin hepsini elbette ben yaşamadım. Bulanık gördüm sinirlilik zaten tavan o sinirle birinin ümüğünü sıkarsınız herhalde :) Soğuk soğuk terleme zaten oluyor. Gece çarpıntıyla uyanılan geceler ve 85km/h hızla mutfağa gidilen geceler :)
    Peki bu hipoglisemi dediğimiz olgu neden oluyor? 
  • Tabi ki de insülin fazlalığından A
  • Aynı dozda insülin aldığımız taktirde az gıda almamız durumunda 
  • İçerisinde bulunduğumuz stres
  • Ve aşırı yapılan egzersiz.
       Hipoglisemi'nin de dereceleri vardır.Genelde 30 mg/dl altında bilinç kaybı başlar.Ben 25 mg/dl de ayaktaydım nasıl dayandım bilmiyorum :) Beyin oksijensiz kalır. Eğer ağızdan bir şey alınamayacak durumdaysa acil GLUKAGON enjekte edilmelidir. Glukagon bilinci açar bilinç açıldıktan sonra şeker ölçülerek belli miktarlarda bir şey yenilmelidir.

        Kıymetli okuyucularım çok şükür 10 yıllık diyabet hayatımda hiçbir türlü komaya girmedim. Eğer bi yakınınız geçirirse bu önergelere dikkat edin kana hızlıca karışan besinler verin meyve suyu gibi bal gibi bu arada baygınlık geçiren bir diyabet hastasının ketoasidoz atağı mı hipoglisemi atağı mı geçiriyo bunu bilemeyiz her durumda bir şey yiyebilecek durumdaysa bir şeyler verin çünkü yüksek olan şekerin  yükselmesi hastaya zarar vermez ama düşen şeker zamanla vücuda zarar verir. Bu yazımızdan da bu kadar diğer yazımız hiperglisemi...

29 Nisan 2016 Cuma

Şeker Hastalığının Ana Kavramları


Artık Şeker Hastasıyım Hangi Kavramları Bileyim?


    Benim mükemmel dünyama hoşgeldiniz. Artık yeni bir hayat döngüsündeyiz sağlıklı hayat döngüsündeyiz.Uzun ömür için ilk adımı atmış bulunmaktasınız.Diyabet dilinde sıkça kullanılan bazı kavramlar var bunları bilmekte yarar var.Bu kavramları diğer yazılarımda ve bu kavramlarla hastalık sürecinde yaşadıklarımı anlatacağım.

İşte çılgınlar çılgını kavramlarımız:
  • Hipoglisemi
  • Hiperglisemi
  • Diyabetik Keotasidoz
  • Şafak Fenomeni
  • Dawn Fenomeni
  • Glukoz
  • Glukagon
  • Keton
  • AKŞ-TKŞ(Açlık,tokluk kan şekeri)
  • HBA1C
  • TİT(İdrar tahlili)
  • EMG(Elektromiyografi)
  • EKG(Elektrokardiyografi)
  • Strip(Bildiğimiz kan şekeri ölçüm çubuğu sosyetik adı bu :) )

Şeker Hastalığım Boyunca Neler Yaşadım?


Dile Kolay 10 Yıl Neler Yaşadım Bu Zamana Kadar?

İnsülin
   Hastalığa ilk yakalandığım zamanları sorarsanız çok hatırladığım söylenemez ama bazı şeyleri elbet hatırlıyorum. Çoğu diyabetli çocuğun yaşadığı kendine iğne yapma sendromunu ben hiç yaşamadım.Direkt yaptım iğnemi zorlandığım en zor yer pirinç pilavını sadece 3 yemek kaşığı yiyeceğimi öğrendiğim dakikalardı. :) Dünyam başıma yıkılmadı değil.Çocuk aklı işte arada yapılan annemden gizlediğim kaçamaklarla geçti ilk yıllarım.

      Okulda öğlenleri fastfoodla beslenmezdim hastalık bahanesiyle annem evden getirirdi yemeğimi.Açıkçası bu hastalık bir yandan bana verilen bir nimet denilebilir.Yoksa şimdi belki 150 kg olabilirdim. Hala kendime hakim olamadığım noktalar var.Geceleri ağladığım zamanlar da oldu elbet ama bu biraz da benim duygusal yapımdan.
  
     Ve hastalığın uzun vadede getirdiği gereksiz asabiyet.Şeker hastaları çok çabuk sinirlenir diyorlar ya bence doğru o :) olmadık bir şeye kızdığım doğrudur.Annemi çok kırdım zamanında.Neyse gelelim etkilerine.Olmadık zamanda gelen hipoglisemiler(şeker düşüklüğü),hiperglisemiler(şeker yüksekliği). Dersin ortasında gelen soğuk terlemeler... Bu belirtileri diğer yazılarımda yazacağım.Öğün atlandığında veya fazla insülin yapıldığında oluyor bu. 
    Uzun vadede fazla insülin kilo aldırıyor daha çok yemek istiyorsunuz.Kilo aldıkça insülin hücreye giremiyor açlık hissediyorsunuz 10 doz yeterken 20, 20 yeterken 30'a çıkıyorsunuz.Sıcak bir yerde fazla duramıyorum hemen belli ediyor kendini zonkluyor bir yerlerim :) Hareketsizlik çok etkiliyor.2010 senesinde göz sağlığım bozuldu yaz ayında.Hareketsiz bir tatil geçirdim.Belki genetik de olabilir bilemem.

    Avantajları da var :) Gittiğiniz yerlerde şeker hastasıyım derseniz yoğun ilgi görüyorsunuz.Acılı gözlerle bakanlar da var aldanmayın.Dersin ortasında gofret,elma yiyebiliyorsunuz.Ha bir de şeker hastalarına verilen sağlık raporu var onun sağladığı avantajlar oh ohh :) bundan ileriki yazılarımda bahsedeceğim ama özetle hastalığın hayatımıza direkt olarak bir etkisi yok elbette var ama hayat şartlarımızı daha kötü hastalıklar gibi çok etkilemiyor buna da şükür şimdilik bu kadar esenle kalın...
  
   

ŞEKER HASTALIĞI TEDAVİSİ

HAYDA! BANA DİYABET TEŞHİSİ KONDU NE YAPACAĞIM ŞİMDİ?


Yapacak bir şey yok ömrünüz boyunca börek çörek hiçbir şey yemeyeceksiniz! 

ŞAKA ŞAKA :)

     Sevgili okuyucularım kesinlikle böyle bir şey yok. Kimsenin moralinizi bozmasına izin vermeyin. Herkesin yediği şeylerden biz de yiyoruz. Kısıtlı bir şekilde aslında kısıtlı da değil. İnsanoğlunun doğası gereği yemesi gerektiği gibi beslenenler aslında bizleriz. Diğer insanlar anormal bir şekilde besleniyor.
Normal bir insan orta boyutlarda bir dilim pizzayla doyar. Biz abartıyoruz fazla yiyoruz.

   


Şimdi Ne Yapacağız?

    Bir şey yapmayacağız. Normal yaşamaya devam edeceğiz. Aşırı yağlı besinleri hayatımızdan çıkarmayacağız! (çıkarsanız çok daha güzel olur.) Azaltacağız. Cips çok mu seviyorsunuz 2 haftada bir yiyin.Ve hayatımıza spor ekleyeceğiz.Normal bir birey de spor yapmalı elbette.Ama bunu biz sağlıklı bir yaşlılık geçirmek için yapacağız.80 yaşında senelerce diyabetle yaşamış hastalığı hiçbir organına vurmayan sayısız insan var.
    
    Gelelim akraba tavsiyelerine "Ah be çocum bu yaşta ne aradı sende" "ah be yıvrım sıkma canını bulunur çaresi iyileşirsin."   Değerli okuycularım böyle bir şey YOK! Motivasyon için söylenen cümleler bunlar inanmayın.Malesef hastalığımızın KALICI  tedavisi yok.En büyük motivasyonunuz sağlıklı bir yaşlılık ve uzun ömür olmalı! En azından şimdilik bir çok şey geliştiriliyor ama hala tık yok.Bilim amcalarımızın ağzına bakıyoruz bekliyoruz.Şimdilik yaşam kaynaklarımız haplar ve insülinler.

    İnsülinlere diğer yazılarımda geçeceğim.Ha bir de bu var tabi "vah çocum bu yaşta o iğneyi nasıl batırıyorsun kendine" yav Allah aşkına 4-8mm iğne ne olacak :) "Ayy ben şeker hastası olsam o iğneyi kendime batıramam ölürdüm herhalde." Klişe cümle öyle bir batırırsın ki :) Doktordan çıktığımızda muhtemelen bir diyet listesiyle çıkacaksınız uygulayabiliyorsanız uygulayın.Ben senelerce uğraştım uygulayamadım.Kendi diyetimi kendim yaptım oldukça da başarılı oldum.

    Özetle doktorumuzun verdiği dozda insülimizi yapıp beslenme perimizime uyup bu hastalıkla uyumlu bir şekilde yaşamak zorundayız.Kimselere kulak asmayın.Mutlu olun her şeyi dert etmeyin.İnanın uzun vadede sinir hastası olursunuz.Esenle kalın...

Eyvah Şeker Hastası Mıyım ? İşte Şeker Hastalığı Belirtileri


EYVAH! ŞEKER HASTASI MI OLDUM? İŞTE BELİRTİLER

     Panik yok önce sakin olalım her belirti şeker hastalığı anlamına gelmiyo.Benim de babam fark etti öylesine ölçtürmeye gidip 380 mg/dl şekerle hastaneye yönlendirildim 450 mg/dl ile yatırıldım :)

    Bu adı gibi tatlı olmayan hastalık oldukça sinsi ama yaşamasını bilenle sıkı bir dost. Yıllarca normal bir insana nazaran daha sağlıklı yaşamanızı sağlıyor. Ama bu hastalıkla anlaşamazsanız hapı yuttunuz malesef öldürmüyor, süründürüyor. Uzun vadede bir çok organa zarar veriyor. Tekrar söylüyorum UZUN VADEDE.  Neyse ki tedavisi var neyse bunlara başka yazılarımda deyineceğim. Bu yazıların hiçbiri alıntı değildir tamamen kendim yazmaktayım. Şimdi nam-ı değer Diyabet'in (Şeker Hastalığının) belirtilerine bakalım.

  • Ağız Kuruluğu.
  • Deride Döküntü.
  • Cinsel bölgede şiddetli kaşıntı.
  • Doymak bilinmeyen su  isteği
  • Sık idrara çıkma
  • Sürekli yemek yeme isteği.
  • Kötü (çürük elmaya benzer) ağız kokusu.
  • Yorgunluk.
  • Gece altına kaçırma.
  • Şiddetli kilo kaybı.
  • Görme bozukluğu.


      Şunu belirtmek istiyorum.Ağız kuruluğu sadece şeker hastalığında olmaz! Normal bir bireyin de ağzı kuruyabilir.Şeker hastalığıyla bağlantısı durmaksızın su içme isteğidir.
      Ayrıca, yorgunluk da sadece diyabette olmaz bir çok hastalığın habercisi olabilir.Belirtilerin bir çoğu varsa hemen doktora gidilmelidir.Ketoasidoz komasına girilmeden tedaviye başlanmalıdır. Yaşınız küçükse muhtemelemen TİP 1 sinizdir ve direkt insülin tedavisine başlarsınız.
     Bir de bu belirtilerin görülmediği gizli şeker (prediyabet) var. Bu da oldukça sinsi. sabah açlık ve tokluk kan şekeriyle tespit edilir.Açlık şekeri 110 mg/dl üstünde çıkan bireylerden şüphe edilir.Ve tip 2 diyabetin habercisidir.Verilen mesaj "Hemen önlem al  yoksa tip 2 diyabet patlak verecek!"
      Değerli okuyucularım en iyi doktor kendinizsiniz.Çoğu  doktor işini düzgün yapmıyor baştan savıyor.Size yaptırmanız gereken (kendi biildiğim kadarıyla) tahlillerden de diğer yazılarımda bahsedeceğim.Siz doktoran daha çok şey bilin ki sizi başından savmasın! Tahlillerinizi okumayı öğrenin.Sağlıcakla kalın.

Blog Yazarı Hakkında

    

BLOG YAZARI KİMDİR?


     Merhaba sevgili okuyucularım. Uzun zamandan beri aktif bir şekilde bilgisayar kullanmaktayım. Bayadır da böyle bir blog açıp sizinle tecrübelerimi paylaşmayı ve işinize yarayacak bilgiler paylaşmayı istiyordum. Bugün bu yola adımımı atmış bulunuyorum. Şimdi size kendimden bahsetmek istiyorum.
   
    İsmim Hakan ANIK. 15 Ağustos 1996 doğumluyum. 10 yıldır Tip I Şeker hastasıyım. Çok şey öğrendim bu hastalığım sayesinde size onların hepsini tek tek anlatacağım diğer yazılarımda. İki abim var İzmir'de yaşamaktayım. Geçen yıl Antalya Akdeniz Üniversitesini kazandım orda okuyorum. Bölümüm Gastronomi ve Mutfak Sanatları. Ellerinizden öper üç yeğenim var. :) Hadi klişe yere gelelim neler yapmaktan hoşlanırım? Bir kere kitap okumayı sevmiyorum. Malesef bu alışkanlığı çocukluğumdan beri edinemedim. Bilgisayarda oyun oynamaktan haz alırım özellikle yazı yazmaktan daha daha haz alırım. Yemek yemekten müzik dinlemekten mutluluk duyarım.
 
    Hastalığımdan ötürü sağlık konusunda ilgim çoktur ömrüm doktorlarda geçti. O yüzdendir ki blogumda genelde sağlıkla alakalı yazılar yazacağım.Tabi ki gündelik hayatta kullanacağımız bilgiler de olacak.Gereksiz ciddiyetlikten hoşlanmam genelde pozitif bir insanımdır. Çevremdeki insanları güldürmekten hoşlanırım.

   Benim gibi TİP 1 şeker hastası olanlarla iletişim halinde olmak isterim. İletişim bilgilerim:
Facebook: hakan.anik.1752
Twitter: HknAnk
İnstagram: hakananik
Snapchat: hakan1752
Scorp: hakan1752

Metabolik Hastalıklar Neden Bu Kadar Arttı?


BİR DİYABETLİNİN GÖZÜNDEN FASTFOOD

  Merhaba sevgili okuyucular. Ne oluyor bu hastalıklara ? Neden bu kadar çoğaldılar ?
Şimdi birazcık bu hastalıklara bakalım. Ben 10 yıldır Tip 1 Şeker hastasıyım.Şu an 19 yaşındayım siz değerli okuyucularıma biraz tüyo da vereceğim denilebilir.Hepimiz bildiğimiz üzere hafta sonları AVM'lere akın ediyoruz.Eee AVM'ye sadece alışveriş yapmak için mi gidiyoruz ? Hayır. Hemen en üst kata çıkarız arkadaşlarımızla yemek yeriz.

     Bunda elbette anormal bir şey yok. Fakat bunu malesef her hafta yapıyoruz haftada bir gün ne olacak kafasıyla yiyoruz da yiyoruz.Etrafımızdaki herkes şişman, obez. Ben de severim Fastfood'u.Mutlaka haftada bir gün yerim(mecburiyetten).Arkadaşlarımın isteği baskısı üzerine veya zamanım olmadığı için yerim. Ben öğrenciyim. Akdeniz ÜNİVERSİTESİ'nde okuyorum.Bölümüm de Gastronomi aslında bana çok ters bir meslek değil mi ? Neyse konumuza dönelim hanginiz evde taze fasülye,börülce haşlaması yiyor ki doğru düzgün? 

    Çoğunuz yemiyordur eminim. Bunu kendinize yapmayın. Hele ki ailenizde kolesterol,hipertansiyon,diyabet varsa kesinlikle yapmayın.Şişman olun olmayın artık herkeste var bu hastalıklar.Fastfood yerim ama sağlığıma dikkat ederim sporumu yaparım. Ama sık sık da yememeye gayret ederim. Çünkü uzun vadede sigara gibi bağımlılık yapıyor canınıza sürekli istiyor inanın ki. 

    Bu benim ilk yazım amatörlüğüme verin şimdilik bu kadar diğer yazılarımda şeker hastalığımdan bahsedeceğim belirtileri vs. hastalık boyunca neler yaşadığımdan bahsedeceğim şimdilik esenle kalın...